Andrey Tarkovski’nin insanın en derin yolculuğunu konu alan Stalker 1979 inceleme yazısına hoş geldiniz. Türkçesi ‘İz Sürücü’ olan film incelemesi ile sizlerle birkaç kelam edelim. Tarkovski, Boris ve Arkadiy Strugatskiy kardeşlerin yazdığı nefis eseri -Uzayda Piknik- okuyunca dilek odası fikrine kaptırıyor gönlünü. Dilek odasında tuttuğumuz, dışarı vurduğumuz dilekler değil de en derinlerdeki arzularımız gerçekleşiyor. İnsanın en derin arzuları nedir ve bu arzular ortaya çıkmalı mıdır? Sonuçta hiçbirimiz en derinimizde ne olduğunu bilmiyoruz. Vicdanımız mı egemendir yoksa bilinçaltımız mı?


İçindekiler
- 1 Stalker 1979 İncelemesi: Bölge, Yazar, Bilim İnsanı ve İz Sürücü
- 2 Stalker 1979 İncelemesi: Tarkovski’nin Topluma Eleştirisi ve İnsan Psikolojisi Yorumu
- 3 Stalker 1979 İncelemesi: Nasıl Yapıldı? Teknik Detaylar
- 4 Stalker 1979 İncelemesi: Tarkovski İçin Sinemada Önemli Olan Türler Değildir, Anlatmak İstediği Meseledir
Stalker 1979 İncelemesi: Bölge, Yazar, Bilim İnsanı ve İz Sürücü
Tarkovski, Dostoyevski’yi çok seviyor ve onun romanlarında kullandığı insan psikolojisi bunalımını filmine aksettiriyor. Ayrıca şair bir babanın oğlu olduğu için de karşımıza böyle nefis eser çıkıyor. Bir muharrir, bir bilim insanı ve Bölge artık onun mabedi haline gelmiş bir İz Sürücü ile yolculuğa çıkartıyor seyircisini. Bir de filmde bahsedilen ama hiç görmediğimiz karakterimiz Kirpi. İz Sürücülerin yapamadığını yapıp dilek odasına giren ve bu yolculukta kardeşini de yitiren. Odadan çıktıktan sonra çok zengin olan ve asıl isteğinin para olduğunu farkedince kendine olan inancını kaybedip intihar eden Kirpi.


Stalker 1979 İncelemesi: Tarkovski’nin Topluma Eleştirisi ve İnsan Psikolojisi Yorumu
İz Sürücü, inançla ilgili en iyi yapılmış yapıtlardan biridir, bir tanrı olsa ne kadar iyi olurdu yahut dünya ne kadar güzel bir yer olurdu? İnanmak meselesinin dilek odası ile bu kadar güzel anlatıldığı ve bu konuda hakiki dertleri olan insanlar için muhtaç oldukları felsefi altyapıya sahip, şiirimsi, özümsemek için defalarca izlenecek bir filmdir. İz Sürücü bir insan psikolojisi yorumudur. Bitmek bilmeyen iktidar arzumuza, egomuza bir eleştiridir bir darbedir.
Yalnızca o dönemde sovyetler birliğinde değil tüm dünyada devam eden silahlanma yarışına, insanların teknolojik açıdan öncü olma ve bütün dünyanın kontrolünü ele geçirme arzusuna saplanmış bir baltadır. Tarkovski’nin nefreti sadece tüketime odaklanmış, iktidar sahibi olmak için savaşanlaradır. Tarkovski’nin nefreti bilimin yok ediciliğini tanrının yaratıcılığına karşı çıkartanlaradır. Yaratamayan ama yok edebilen bir insanlık fikrinedir. İçimizdeki tanrı kompleksi hepimizi bir bir ele geçirmiş ve artık dünyayı yok edebilecek gücü yaratmaya çalışıyoruz. İnançtan kopmuşuz, ego içine girmişiz ve bu ego içinde kaybolmuşuz.


Stalker 1979 İncelemesi: Nasıl Yapıldı? Teknik Detaylar
Monokrom başlayan film Bölge’ye girildiğinde renkleniyor. Sepya görüntüleri ve renkli görüntüleri çok aktif kullanıyor Tarkovski. Film için o dönemlerde sovyetler birliğinde kullanılmayan “Kodak” film markasını kullanıyorlar ve laboratuvarda yanlış işleme yüzünden filmin yarısı mahvoluyor. Tarkovski bunun sabotaj olduğunu düşünse de filmin bozulan yarısı yeni görüntü yönetmeniyle ve aşırı titizlikle tekrar çekiliyor. Filmde kullanılan mekanın varolabileceğine ya da bir film için bile olsa tasarlanabileceğine inanmak güç. Tarkovski ve ekibi Estonya’da 1957 yılında gerçekleşen Çelyabinsk felaketinin ardından terk edilen bir fabrikayı film için mesken tutmuşlar. Rivayet o ki çekimler sırasında radyasyon oranı bu bölgede hâlâ tehlikeli seviyelerdeymiş ve film sonrasında Muharrir’i canlandıran aktör Anatoliy Solonitsyn, Tarkovski ve yardımcı yönetmeni Larisa Tarkovskaya’nın(aynı zamanda eşi) kansere yakalanıp hayatlarını kaybetmelerinde bu filmin çekim sürecinin etkisi yoğunmuş.
Ayrıca İz Sürücü ses bandında da çok aktif ve görüntüyle harika bir ahenk oluşturuyor. Eduard Artemyev ve Tarkovski’nin bu film için çok uzun bir ses çalışması var. Artemyev birkaç çalışma getiriyor ve Tarkovski bunları beğenmiyor. Tarkovski’ye göre müzikle ses arasında belirli bir noktadan sonra fark kalmıyor. İz Sürücü için de Artemyev’e batı formlarında bir doğu müziği veya doğu formlarında bir batı müziği isteğini belirtiyor.


Bölge içinde sesler çok yoğun. Şelalenin, görülmeyen kuşların ve ara sıra karşımıza dikilen köpeğin sesleri. Diyaloglar arasında giren telli çalgı sesleri. Bölge’nin kendine özgü ayrı bir ses evreni olsa da herhangi bir koku yok. Hatta karakterlerimiz renklenmiş ve çiçek açmış nebatların kokusunu alamadıkları için biraz üzülüyor bile diyebiliriz.
Stalker 1979 İncelemesi: Tarkovski İçin Sinemada Önemli Olan Türler Değildir, Anlatmak İstediği Meseledir
Tarkovski İz Sürücüyü bilim-kurgu olarak görmüyor, bilim-kurguyu anlatmak istediği meselenin aracı olarak görüyor. Tarkovski için sinemada önemli olan türler değildir anlatmak istediği meseledir. Gerçekten yürek gözünü açıp bu filmi izleyen herkes kendinden ve hayattan pek çok şey bulabilir. son derece sarih ve dürüstçe aktarılan her şeyi görüp hissedebilir.


Stalker 1979 İncelemesi: Andrey Tarkovski Yolculuğu adlı inceleme yazısının sonuna geldik. Stalker 1979 İncelemesi gibi içeriklerden daha hızlı haberdar olmak için Otağ‘ın Instagram ve Twitter sayfalarını takipte kalın!
[…] birçok başyapıta imzası bulunuyor. Ayrıca Tarkovsky yapımı Stalker filminin incelemesine buradan göz […]